İşveren markasında doğru algı için doğru başlangıç
Şirketinizin markalaşması gerçekçi konumlandırma
ve arkasında durulabileceğiniz çalışan değer önermesinden geçer.

Marka, bir logonun çok ötesinde elle tutulup, gözle görülemeyen bir değerler bütünüdür; temsil ettiği yapının hem insanların gözündeki değerini hem de onunla her anlamda iletişime geçen kişiye kattığı değeri ifade eder. İşveren markalaşması yeni bir şirket markası yaratılması süreci değil, var olan marka üzerinden değerleri, vaatleri ve iletişimiyle bir işveren olarak şirketi ayrıştırmak, öne çıkarmak için yapılan çalışmalardır.

İşveren markalaşmasının ilk adımı tüm markalaşma çalışmalarında olduğu gibi konumlandırmadır. Konumlandırma, hedeflenen mevcut ve potansiyel çalışanların zihninde oluşturulacak algıyı ifade eder. Şirketiniz, içerde ve dışarda yapacağı tüm tanıtım çalışmalarını bu algıyı oluşturmak ve kalıcı kılmak üzerine inşa edecektir. Şirketiniz tüm çalışanların zihninde aynı kavramsal algıyı uyandırmalıdır.

İkinci önemli adım, konumlandırmanın ışığında belirlenecek olan ‘Çalışan değer önermesi’dir. Şirketler, ürün ve hizmet satın almak isteyen müşterilere olduğu gibi, mevcut çalışanlarına ve istihdam etmek istediği çalışan adaylarına belirli vaatler vererek kendisini seçmelerini ister. Markalaşmak isteyen bir şirket, müşterilere yönelik ürün ve hizmetlerin belirli standartları ve üstünlüklerini tanımlayan ‘Müşteri Değer Önermesi’nde olduğu gibi, çalışanlara yönelik vaatlerini de revize edip, netleştirerek gerçekçi bir ‘Çalışan Değer Önermesi’ oluşturmalıdır. Çalışan değer önermesi, işveren markalaşmasının olmazsa olmaz adımlarından biridir. Vaatler, gerçekçi tanımlandığı, arkasında durulduğu ve sürekliliği sağlandığı ölçüde marka değerini artırır.